BAMF'ın gönderdiği postada kararın (Bescheid) ve kazanılan statüye ilişkin hakların hem Almancası hem de Türkçesi yer almaktadır
Kararın Türkçesi resmi bir evrak niteliği taşımayıp sadece bilgilendirme amacıyla gönderilmektedir. Almanya’daki tüm resmi makamlarda kullanılacak olan evrak oturum kararının (Bescheid) Almancasıdır.
Karardaki değerlendirme, “mülteci statüsü” ve “iltica hakkına” ilişkindir. Burada genel anlamda dikkate alınması gereken, mülteci statüsünün tanınıp tanınmadığıdır. Oturum karar örneğinde aşağıdaki ibareler yer alır;
Olumlu sonuç almanız durumunda BAMF tarafından size gönderilen belgede yukarıdaki ibareler yer alır.
Olumlu kararın (OTURUM KARARI) alınması ile artık yeni bir sürece girilir ve bu süreçte takibi gereken işler vardır.
Kısaca bahsetmek gerekirse;
Ret almanızın sebebi; kamptaki yol mülakatı ve ana mülakatta BAMF (Bundesamt für Migration und Flüchtlinge) görevlisinin ikna edilememiş olması, eksik evrak verilmesi veya yaşanan olaylarla ilgili görevlinin kafasında çelişkiler oluşması olabilir. Öncelikle belirtmek gerekir ki, kişiye ya da aile bireylerinin tamamına ret gelmesi, ülkeyi terk etmesi gerektiği (deport) anlamına gelmemektedir. Tercümanın yanlış veya şüpheli bir çevirisinden dolayı bile olumsuz dönüt alınabilmektedir. Burada BAMF görevlisinin inisiyatifi söz konusudur.
Dublin prosedürünün uygulanabileceği bir ülkeden (Yunanistan hariç) geldiyseniz ya da o ülkenin vizesi varsa ret gelmesi Dublin sürecinin işletilmesinden daha iyi denilebilir. Çünkü ret aldığınızda zaman kaybı olur fakat bu ülkede kalınır. Dublin prosedürü işletilirse uygulaması noktasında daha sıkı davranılmaktadır ve ilgili ülkeye gönderilme durumu muhtemeldir.
Yaşanılan son süreçte BAMF tarafından, Türkiyeden gelen başvurulara çoğunlukla, maruz kalınan zulüm ve problemler kanıtlandığı taktirde büyük oranda olumlu cevap verildiği söylenebilir.
Oturum başvurunuzun olumsuz sonuçlanması durumunda şayet avukatınız varsa, BAMF avukatınızı muhatap almaktadır ve ret kararını avukatınıza göndermektedir. BAMF, size ret kararını göndermemektedir. Böyle bir zorunluluğu da yoktur. Unutmamak gerekir ki; vekil ile temsil edilen işler de vekile yapılan tebliğler kişiye de yapılmış sayılır. Zaten verdiğiniz vekalet bu yetkileri de kapsamaktadır.
Ret geldikten sonra 15 gün içerisinde mahkemeye itiraz etmeniz gerekmektedir. Bireysel olarak başvuru yapabilirsiniz ama bu süreçte avukat tutmanız daha iyi olacaktır. Yasal süreçlerin kaçırılması durumunda deport olma ihtimali mevcut olduğundan avukat tutmanız zorunlu gibi değerlendirilebilir. Tuttuğunuz avukatın Türk ya da Alman olmasının görünürde fayda veya zararı yoktur. Önemli olan nokta kendinizi avukata iyi derecede anlatabilmeniz ve avukatın da bunları yazılı olarak mahkemeye doğru bir şekilde sunabilmesidir.
Avukatınız sizden yetki aldığına dair bir belge imzalatacaktır. Bu belgeleri imzalamadan önce şartları okuyup anladığınızdan emin olunuz, hatta dil konusunda çevrenizdeki insanlardan destek almanız tavsiye edilir. Burada üzerinde durmanız gereken en temel nokta itirazın 15 gün içerisinde yapılmasıdır. İtiraz edildiğine dair adresinize bir mektup gelecektir, gelmediği takdirde 15 günlük sürenin bitmesinden en az 2-3 gün önce avukatınızı tekrar arayıp itiraz durumunu sormanız gerekir. Yasal süreç içerisinde itirazın yapılmaması/unutulması durumunda ret kararınız kesinleşmekte ve deport işlemleri başlatılmaktadır. Bu yüzden ilk başvuru sürecinde avukatı rahatsız etmekten çekinmeyiniz.
Sonrasında yapmanız gereken, avukattan bir randevu talep etmek ve avukatla birlikte savunmanızı hazırlamaktır. Yasal süreç içerisinde bu savunmayı mahkemeye sunmanız gerekmekte, aksi halde savunma yapma hakkınız kısıtlanabilmektedir. Bu konudaki olumsuz örnekler de mevcut olduğundan bu aşamada temkinli olmanız tavsiye edilir.
Birincisi; mahkemeden duruşma istemez ve birlikte hazırladığınız yazılı savunmayla, ret gerekçelerini teker teker çürüterek oturum verilmesini talep etmektir.
İkincisi ise mahkemeden duruşma tarihi almak ve duruşmaya çıkmaktır. İlk olarak avukatınızla bir savunma hazırlarsınız ve mahkemeye gönderirsiniz. Mahkeme yazılı savunmanızı inceler ve BAMF’a bu savunmayı gönderir. Burada avukatla hazırladığınız yazılı savunmanın önemi ortaya çıkar. Ret gerekçelerinin hepsini çürütebilirsiniz. İncelenmeyen evrakları sunabilir ve BAMF’ın eksik değerlendirme yaptığını iddia edebilirsiniz. Yeni evrak ekleyebilirsiniz. Mülteci yasasında, hapse gireceğinizi kanıtlamanız gerekmiyor. Ülkeye döndüğünüzde mağdur olacağınızı ispat etmeniz yeterlidir. Yani kesin delilden ziyade kuvvetli delil yeterlidir. Hangi evrağın sunulması gerektiği konusunu avukatınızla görüşmeniz tavsiye edilir. İkinci olarak, mahkeme tarihi aldığınızda avukatınızla ortak bir savunma yaparsınız ve eşinizle farklı zamanlarda mahkemeye girersiniz. 18 yaşından büyük çocuğunuz varsa ayrıca değerlendirilir. Artık bir duruşma olduğundan mağduriyetinizi hâkime bizatihi anlatırsınız.
Korkmayı veya endişe etmeyi gerektirecek herhangi bir durum bulunmamaktadır. Hakimlerin çoğunluğu Türkiye’de yaşanan olaylardan haberdardır. Fakat savunma yaparken eşinizin ifadeleri ile sizin ifadeleriniz arasında bir tenakuz (çelişki) bulunmamalıdır. Mahkeme esnasında kendinizi doğru ifade edebilmek için gereken hazırlığı önceden yapmalısınız. Mahkemeden kısa bir süre sonra karar verilir.
Hâkim aynı gün içerisinde avukatınıza kabul aldığınızı da bildirebilir. Ama burada kabul kâğıdı elinize geç ulaşabilir. Çünkü BAMF ile yazışmalar ve itirazlar olabilmektedir. Ayrıca unutmamalıdır ki avukat sadece sizin davanızla ilgilenmemektedir.
Almanya’da da avukatlar Türkiye’deki gibi oldukça yoğunlardır. Kesinlikle avukatın her şeyi bildiği ve sizin için en iyisini yapacağı düşünülmemelidir. Siz de dava dosyanızı takip etmeli, avukata kendinizle ilgili yeni gelişmeleri iletmeli, isminizin geçtiği dava dosyası ya da aile bireylerinizle ilgili hukuksal değişiklikleri bildirmelisiniz. Yukarıda bahsedildiği gibi ret kararından sonra mahkeme BAMF’a itirazınızı iletmektedir.
BAMF kısa bir süre içerisinde ret kararının arkasında olduğunu söyleyebilir. Bu takdirde BAMF aradan çıkmakta ve mahkeme sizinle ilgili bir karar vermektedir. Mahkemeye çıkıp olumlu karar alsanız bile BAMF bu duruma itiraz edebilmekte ve dosyayı bir üst mahkemeye taşıyabilmektedir. Fakat bu oldukça düşük bir ihtimaldir. Eğer mahkemeyi kazanamazsanız o zaman bu mahkemenin bir üst derecesinde olan mahkemeye başvurmanız gerekmektedir. Üst mahkemeden de ret alırsanız ülkeyi terk etmeniz gerekmektedir. Bilindiği kadarıyla Hizmet Hareketi’ne mensup kişilerin böyle bir süreç yaşadığı görülmemiştir.
Oturum Öncesi: Burada ailenin bir Avrupa ülkesinde olması durumunda yapılması gerekenlerden bahsedilmektedir.
Birinci Durum: Oturum süreciniz devam ederken ailenizin Dublin sürecinin uygulanmadığı bir Avrupa ülkesine geçmesi durumda, bulundukları ülkede resmi makamlarla ilk temaslarında aile birleşimi yapmak istediklerinin ifade edilmesi gerekir. Daha sonra bu talebin bulundukları şehirdeki iltica işlem merkezine başvurularak yenilenmesi gerekir. Konu ile ilgili yetkililer sizden gerekli belgeleri talep eder ve gerekli yönlendirmeleri yaparlar. (Evlilik cüzdanı, vukuatlı nüfus kayıt örneği ve sizin Almanya’dan göndereceğiniz birkaç belge- bu belgeler tercüme edilmiş olmalı). İlgili ülkenin yasal süresi içerisinde Almanya’ya başvuru yapması gerekmektedir. Eğer Almanya aile birleşimi talebinizi kabul ederse aile birleşimi için gerekli işlemler başlayacaktır. Bu işlemleri tek başınıza yürütmeniz zor olacağından hukuki destek almanız tavsiye edilir
İkinci Durum: Bu durum ailesi 3 aydan fazla süredir bir Avrupa ülkesinde olanlar içindir. Bu durumda bir avukat aracılığı ile Almanya’da bir mahkemeye başvurulması gerekmektedir. Bu başvurunuzun mahkeme tarafından kabul edilip edilmemesi eyaletlere göre değişiklik gösterebilmektedir. Konuyla ilgili başvurusuna mahkemece olumsuz karar verilen bir dosyanın, üst mahkemeye gönderildiği şeklinde doğruluğu teyit edilememiş bir bilgi vardır. Eğer dosya ile ilgili Federal Mahkeme’den olumlu bir karar çıkarsa bu karar eyaletler için de emsal teşkil edebilecektir. Bu yöntemin uygulanabilmesi için Almanya’daki kişinin Dublin süreci olumlu sonuçlanmış olmalıdır ve diğer Avrupa ülkesindeki aile fertlerinin de aynı şekilde iltica merkezine başvurup aile birleşimi talep etmelilerdir. Yunanistan’ın aile birleşimi için Almanya’ya başvurması ve akabinde Almanya’nın ret vermesinden sonra mahkeme süreci başlayabilmektedir. Almanya’da ret kararları genelde hızlı bir şekilde sonuçlanır ve ilgili kişiye ulaştırılır. Kararın arkasından mahkemeye başvuru sürecini işletebilirsiniz.
Oturum Sonrası: İltica talebiniz kabul edildikten sonra Almanya Devleti size artık bir statü tanımaktadır. Bu statü size belirli haklar kazandırmaktadır. Bunlardan bir tanesi de belirli şartlar çerçevesinde İMTİYAZLI aile birleşimi yapma hakkıdır. Verilen oturum izni 3 yıllık olduğundan imtiyazlı aile birleşimi ile ilgili herhangi bir sorun olmamaktadır. Zira 1 yıllık ve 2 yıllık verilen oturumlarda aile birleşimi konusunda problem çıkabilmektedir. Oturum kararınız geldikten sonra bağlı olduğunuz Auslanderbehörde’ye giderek aile birleşimi yapmak istediğinizi beyan etmeniz gerekmektedir. Verilen oturum evrakı ve ilgili kanun maddeleri gereğince 3 ay içerisinde başvuru yapmanız gerekmektedir. Eğer 3 ay içerisinde başvuru yapmazsanız imtiyazlı aile birleşimi hakkınızı kaybedersiniz. Unutmamak gerekir ki bu tarz resmi işlemlerde yasal süreçler çok önemlidir. Bulunduğunuz şehirde çeşitli sosyal kuruluşlardan aile birleşimi ile ilgili bilgi ve destek alabilirsiniz. Dışişleri bakanlığı internet sitesi üzerinden bu işlemi kendiniz de yapabilirsiniz. Ancak bunun için iyi düzeyde Almanca bilmeniz gerekmektedir. Böyle bir imkân olsa da bu tarz hukuki süreçlerde usul hatalarından dolayı haklarınızı kaybetmemeniz için bu işlemleri bir avukat aracılığı ile yapmanız yerinde olacaktır
Bu evraklarla görevli sizin adınıza başvuru yapar. İlgili kurum bu başvuru belgelerini hem bağlı olduğunuz Landkreis-Rathaus’a hem de Türkiye’deki ilgili konsolosluğa gönderir. Birkaç gün içerisinde de Landkreis-Rathaus size dönüş yapar ve başvuru yaptığınız kuruma başvurunuzun yapıldığına dair bir yazı gönderir. İçerisinde karekodlar da bulunan bu evrak önemlidir, zira sonraki tarihlerde bir sıkıntı yaşarsanız başvuru yaptığınızı ispatlayan belge bu belgedir. Tüm çocuklar ve eşiniz için barkodlu kâğıt almak istediğinizi ilgili memura ifade etmelisiniz. Bazen yoğunluktan dolayı onlar da eksik çıkarabilirler. Ondan sonra sizin buradaki işlemleriniz kısmen bitmektedir. Bu işlemlerden sonra Türkiye’de bulunan eş, Almanya’nın resmi vize işlemleri için tek yetkili kurum olan IDATA şirketinin hesabına vize başvurusu için para yatıracaktır. Tek yetkili kurum IDATA’dır. Diğer aracı kurumlara itibar etmeyiniz. Bankaya para yatırırken açıklama kısmına TC. Kimlik numarası ile birlikte, paranın aile birleşimi için yatırıldığı yazılmalıdır. Ayrıca dekont muhafaza edilmelidir. Para yatırdıktan 1 gün sonra telefonla şirketi arayıp aile birleşimi için vize almak istediğiniz söylenebilir. Aile birleşimi özellikle belirtilmelidir, çünkü seyahat vizesi için daha farklı evraklar da istenmektedir.
Telefonla konsoloslukta randevu günü ayarlandıktan sonra e-mail adresine gerekli evraklar listesi ve doldurulacak form IDATA tarafından gönderilecektir. Parmak izi gibi İşlemler yapılacağından eğer çocuklarınız varsa onlar da sizinle gelmelidir.
Ulusal Vize Başvurusu için İDATA dan randevu alınız.
Telefon numarası: 0850 460 8493
Randevunun oluşturulabilmesi için randevu sahibine ait
Bilgilerine ihtiyaç bulunmaktadır.
Almanya Ulusal Vize Randevusu için İDATA Banka Hesap Bilgileri;
Banka adı: YAPI KREDİ BANKASI
Alıcı: İDATA DAN. VE HİZMET A.Ş.
İban no: TR-610006701000000090643075
Swift kod: YAPITRIS
Ödeme kişi başı: 49 TL
Aşağıdaki linklerden online yada offline olarak (pdf) doldurabilirsiniz.
NOT: Başvuru Formu ALMANCA olarak doldurulmalıdır bu nedenle Almanya’daki eşin doldurması tavsiye edilir.
Online başvuru LİNKİ
Başvuru formu PDF
Başvuruya ilişkin genel bilgiler (pdf)
6-7-8-9 nolu maddeler ( Mümkünse Almanca ya da İngilizce olarak ) Nüfus Müdürlüğü’nden alınıp Kaymakamlık’ta Apostilli olarak onaylatılmalıdır.
Konsolosluğa tüm belgelerin asılları ve 2 adet fotokopileri teslim edilmelidir.
Başvuru evrakları teslim edildikten sonra beyaz bir makbuz alınmalıdır.
Seyahat sağlık sigortasının gerekliliği İDATA’ ya sorulmalı
Kamptan çıktıktan sonra gideceğiniz yer artık kamp değil, size tahsis edilmiş bir yaşam alanıdır.
Kamptan çıkış süreleri dönemsel olup, bulunulan kamplara göre değişiklik göstermektedir.
Kamptan bir belediyeye (Stadt) transferiniz, oturum durumundan bağımsız olarak gerçekleşmektedir. Oturum alırsanız zaten otomatik olarak transferiniz çıkar. Transfer bilgisini aldıktan sonra, size bildirilen gün ve saatte, genellikle kamp idaresinin sunduğu imkanlar ile (otobüs, minibüs veya taksi gibi) transfer işlemi gerçekleşmektedir. Sizler gelmeden önce size ait bilgiler belediyeye gönderildiğinden, tercüman bulundurmak dahil sizin için tüm hazırlıklar yapılmaktadır. Fakat bazı belediyelerde tercüman bulundurulmayabilir. Kamp görevlisi sizi belediyeye teslim ettikten sonra, artık tüm ihtiyaçlarınız ve işlemleriniz için muhatabınız belediye olacaktır.
Resmi işlemlerden sonra sizin için tahsis edilen ikamet yerine götürülürsünüz veya yönlendirilirsiniz.
Transferinizin yapıldığı yer, eyaletin her bölgesi olabilir. Kimi zaman büyük bir şehrin merkezi olabilirken kimi zaman da uzak bir köy olabilmektedir. Akraba vb. bir durumunuz varsa ve bunu kampta sizinle ilgilenen Sozialarbeiter’a (Sosyal Hizmet Uzmanı veya Sosyal Çalışmacı) iletmişseniz, onlara yakın bir yerleşim bölgesine gönderilme ihtimaliniz olabilir.
Kimi kamplardaki Sozialarbeiter’lar transferinizden sonra en son çıkış yaptığınız kamptaki BAMF’a güncel adresinizi bildirmenizi isterler. İstenmemiş olsa bile gelecek resmi mektup, yazı vb. evrakların size ulaşabilmesi için bu adresi posta, faks veya mail yoluyla en son çıkış yaptığınız kamptaki BAMF’a göndermenizde fayda vardır.
Sizin için hazırlanan ikamet yerinin şartları değişiklik gösterebilir.
Yalnız olan kişiler, genellikle merkezi yerlerde bazen de köylerdeki toplu (eski otel, yurt vb. tarzda Wohnheim) eşyalı yerleşim yerlerinde belediyenin imkânlarına göre ikamet ettirilirler.
Burada odalar genelde iki kişilik olup mutfak vb. yerler ortak kullanım alanıdır. Fakat bazı Heimlarda tuvalet-banyo gibi kişisel ihtiyaç alanları odalarınızda olabilmektedir, bu kaldığınız Heim’ın imkânları ile ilgilidir.
Aileler ise kişi sayısına bağlı olarak, yine belediyenin imkânlarına göre genellikle eşyalı evlerde ikamet ettirilirler. Hemen her konuda olduğu gibi, bu konuda da standart bir uygulamadan söz etmek mümkün değildir.
Örneğin, 5 kişilik bir aileye 5 odalı bir ev verildiği de sadece 1 odalı bir yer verildiği de tecrübe edilmiştir. Burada evden kasıt; size tahsis edilmiş bir apartman dairesi olabileceği gibi, başka bir aile ile ortak kullanım alanları olan, prefabrik ya da müstakil bir ev (genellikle köylerde) veya bunların dışında farklı bir mekân da olabilir.
Transfer edildiğiniz Heim’da sizden önce farklı bir mültecinin yaşamış olma ihtimali yüksek olduğu için, bu tarz yerler genellikle başlangıçta normalden fazla temizlik gerektirebilir. Dolayısıyla evin ve eşyaların çok temiz ve bakımlı olacağı konusunda beklentiye girmemek gerekir.
Kişisel kullanım eşyaları (yatak, yastık, nevresim, yorgan, tabak, çatal, kaşık, bardak, havlu vb.) kişi sayısına göre genellikle yeni olarak verilmektedir. Gittiğiniz ikamet yerinde bulunan eşyalar, kimi zaman şahsınıza tahsis edilmiş (yani daha sonra ev tuttuğunuzda götürmeniz istenir) iken kimi zaman da ikamet yerinin demirbaşı olup, daha sonra götürmenize müsaade edilmemektedir. Bu durum tamamen muhatap olduğunuz belediyenin tutumuna bağlıdır.
Yaşayacağınız yere yerleştikten sonra bazı resmi işleri halletmeniz istenebilir. Verilecek sosyal destek için banka hesabı açma, çocuklarınızın okul durumları dâhil her türlü ihtiyacınızı ve talebinizi belediyedeki ilgili kişi ile görüşebilirsiniz.
Bulunduğunuz yerde çeşitli ihtiyaçlarınız için gönüllü insanlar veya yardım kuruluşları ile iletişime geçilebilir, birçok konuda yardım ve destek alabilirsiniz.
Size tahsis edilen yer, yaşam standartları ve fiziki koşullar açısından çok sıkıntılı ise (ciddi sağlık sorunları, 4-5 kişi tek odalı bir yerde kalma durumu, okula ulaşım zorluğu vb.) oturum kararı beklenmeden, hatta ret alınmış olunsa dahi belediye ile görüşülerek daha iyi şartlarda bir ikamet yeri talep edilebilir. Eğer belediyenin kendi evi yoksa, başka bir ev bulup taşınabilme konusunda belediye ile ayrıca görüşebilirsiniz.